28 Ağustos 2018 Salı

Nefesini Tut | Holly Seddon

Ağustos 28, 2018 2
Gillian Flynn, Laura Lippman ve Paula Hawkins sevenler için Holly Seddon’dan, okuru daha ilk sayfasından esir edecek, şaşırtıcı dönemeçlerle, başarılı bir şekilde yaratılmış karakterlerle ve sürükleyici psikolojik gerilim öğeleriyle dolu bir çıkış romanı geliyor.
 Bazı sırlar asla ölmez. Sadece kilit altında tutulurlar.
Amy Stevenson, sıradan bir yaşamı ve sıradan sorunları olan bir genç kızdı. Ama Amy’nin bir sırrı vardı, onu kendi vücudunda bir mahkûma dönüştürecek kadar tehlikeli bir sır. Bilinci ve kâbusları arasında sıkışıp kalmış olan Amy, on beş yıldır birilerinin onu kurtarmasını ve yaşadığı korkunç saldırının sorumlusunu bulmasını bekliyordu.
Çalıştığı gazeteye hazırladığı bir yazı için hastaneyi ziyaret eden Alex gündüzleri susuzlukla, geceleri boğulmakla savaşıyordu. Ta ki Amy Stevenson ile karşlaşana kadar… Amy’yi gören Alex gençlik yıllarından hatırladığı hikâyenin araştırılmaya değer olduğunu düşünmüştü. Genç kızın hayatına ve yaşadıklarına dahil oldukça görünenden daha fazlası olduğunu keşfetmiş ve aradığı tek kurtuluşun Amy’ninki olmadığını fark etmişti. Fakat tek tanığı, yaşadıklarını anlatamayacak durumda olan bir olay nasıl çözülebilirdi?
Keskin bir final ve iç içe geçmiş karakterler… Trendeki Kız’dan beri hiçbir gerilim romanı beni bu kadar etkilememişti.  Tess Gerritsen



22 Ağustos 2018 Çarşamba

Yarışmanın Birincisi...

Ağustos 22, 2018 15
 Yaptığımız yarışmanın birincisi Kafa Dergi...
Büyük bir kütüphane sahibi olan Kafa Dergi' yi tebrik ediyoruz. 
 Özellikle İsveç polisiye kitaplarını okumayı seven Kafa Dergi aynı zamanda bir yazar. Kendi kitabı olan ''Ters Düz'' ün de ayrı bir yeri var. Bu güzel kitabı da en kısa sürede sizlerle ayrıntılı bir şekilde inceleyeceğiz. İsterseniz onun da blogunu ziyaret edebilirsiniz, link burada. Yarışmaya katıldığınız için çok teşekkür ederim.

21 Ağustos 2018 Salı

Yarışmasın Üçüncüsü...

Ağustos 21, 2018 6
 Yaptığımız yarışmanın üçüncüsü She is The Man...
 Kitaplarını bizimle paylaştığın için ve blogumu ziyaret ettiğin için teşekkür ederim. Geniş bir kitaplığı olan She is The Man' in blogunu da takip edebilirsiniz. Kitaplığını değiştirdiğinde de fotoğrafını bizlerle paylaşabilirsin. 🌝

20 Ağustos 2018 Pazartesi

Çok Teşekkür Ederim!

Ağustos 20, 2018 3
 Herkese merhaba sevgili dostlarım. Bildiğiniz gibi birkaç gün önce bir yarışma düzenlemiştik. ''En Güzel Kitaplık'' yarışmasına göstermiş olduğunuz ilgi ve arkadaşlarınızla paylaştığınız için çok teşekkür ederim. Özellikle bu yarışmayı duyuran güzel insanlar Sade ve Derin, Acemi Demirci, Daha Mutlu Yaşam, Kitaplarla Kaçanlar, Beyda'nın Kitaplığı ve canım kardeşim Aleyna Can  desteklerinden ötürü çok teşekkür ederim. Not: Kardeşimin etkinliğine de katılmayı unutmayın!
 Yarışmayı kazanan ilk dört kişinin özel yayınları yarın yayınlanacaktır! Yarışmaya katıldığınız ve yorumlarınızı bizlerle paylaştığınız için çok teşekkür ederim... Takipte Kalın :)

19 Ağustos 2018 Pazar

En Güzel Kitaplık Kimin?

Ağustos 19, 2018 26
 Blogumuzda yarışmalar devam ediyor. Bu ayda ki yarışmasın konusu ise ''En Güzel Kitaplık Benim'' yarışması...
 Yapmanız gerekenler çok kolay. İlk olarak blogumu izlemeye almanız ve bu yayının altına ''Ben Kazanacağım'' yorumunuzu yazmanızdır. Ondan sonra e-mail adresime kitaplığınızın fotoğrafını ve isminizi yazarsanız size daha kolay ulaşabiliriz. Yarışmayı kazanan ilk üç kişinin kitaplığının fotoğrafını paylaşacağız. İsterseniz fotoğrafınızın altına en sevdiğiniz kitabınızı, okumaktan zevk aldığınız kitapların isimlerini yazabilirsiniz. Yarışmanın tarihi bugünden 17'sine kadardır. Yarışmanın koşullarına uymayın kullanıcılar yarışmaya katılamazlar. Şimdiden herkese başarılar diliyorum. Bakalım en güzel kitaplık kimin? 

E-mail adresim: iremcan6@hotmail.com

17 Ağustos 2018 Cuma

Buzdaki Kız | Robert Bryndza

Ağustos 17, 2018 0
Gizem yüklü sürükleyici bir gerilim romanı. Eğer Karin Slaughter, John Hart ya da Wulf Dorn'u seviyorsanız Robert Bryndza'nın yepyeni serisi tam size göre.

Gözleri fal taşı gibi açılmıştı. Dudakları bir şey söylemek üzereymiş gibi aralanmıştı. Vücudu buzun içinde donup kalmıştı... O ne ilk ne de sonuncu olacaktı... Genç bir adam Güney Londra'daki bir parkta, kalın bir buz tabakasının altında bir kadının cansız bedenini bulunca, cinayet soruşturmasını yürütmek için Dedektif Erika Foster göreve çağırıldı. Buzdaki Kız'ın sakladığı karanlık sır neydi? Erika gerçeği aydınlatmaya yaklaştıkça katil de ona yaklaşıyordu. Erika'nın yürüttüğü son soruşturma felaketle sonuçlanmış ve kocasının ölümüne neden olmuştu. Kariyeri sallantıda olan Erika'nın bu sefer kişisel sorunlarıyla olduğu kadar, daha önce hiç görmediği kadar tehlikeli olan katille de yüzleşmesi gerekiyordu. Peki ama katil ona ulaşmayı başaramadan Erika katili yakalayabilecek miydi? Bu kitabı okumanızı tavsiye ederim...



 Birazda yorumlara bakalım 😏😏😏


 Bu kitaba gerçekten, gerçekten bayıldım ve Erika Foster kesinlikle tam benim tarzımda bir karakter. Zeki, kararlı, açık sözlü ve tutkulu; hikâye beni alıp götürdü. Sağlam ve büyüleyici bir dille yazılmış. İkinci kitabı dört gözle bekliyorum.   Angela Marsons, Sessiz Çığlık'ın yazarı

 Kendimi bölümler arasında kaybolurken buldum… Ters köşelerle ve dönüm noktalarıyla, okuyucuyu son sayfasına kadar esir tutacak hilelerle dolu. Bağımlılık yaratıcı, kışkırtıcı ve çok daha fazlası.   The Book Review Café

 Yalanlarla, sırlarla ve gerilimle dolu bir ağ. Dedektif Foster'ı tanımak çok keyifliydi ve şimdiden ikinci kitap için sabırsızlanıyorum.  Mel Sherratt, Taunting the Dead'in yazarı

 Harika bir kitap. Erika son derece karmaşık ve ilgi çekici bir karakter.  For the Love of Books

15 Ağustos 2018 Çarşamba

Da Vinci Şifresi | Dan Brown

Ağustos 15, 2018 4
Da Vinci Şifresi, Paris Louvre Müzesi müdürü Jacques Sauniere’nin öldürülmesiyle başlıyor. Öldürüldüğü günün gecesinde de Langdon ile müze müdürünün görüşmesi vardır. Bu şekilde Harvard Üniversitesi Simgebilim Profesörü Robert Langdon bu cinayetin araştırılmasında yardımcı olmak için çağırılıyor. Onun yapması gereken sadece cesedin üstüne çizilmiş şekilleri ve müze müdürünün bıraktığı notu çözmektir fakat bir anda kendisinin bir numaralı cinayet zanlısı olarak düşünüldüğünü öğrenir. Bu arada müzeye kriptoloji ajanı Sophie Neveu gelir ve Langdona’a yardım etmeye karar verir. Cebinde bulduğu izlenme aracıyla kendisine tuzak kurulduğunu anlayan Langdon polis memurlarını atlatmak için izlenme aracını bir sabuna batırarak onu dışarıya fırlatır ve bu şekilde peşinde olan polisleri yanlış yönlendirmiş olur. Bu hareket ona zaman kazandırmıştır ve cinayet mahaline geri dönüp incelemeye devam eder. Cesetin yanındaki not onları Mona Lisa tablosuna ve onun arkasında saklanmış olan bir anahtara yönlendirir. Bu müze müdürünün bankadaki gizli kasasının anahtarıdır. Kasadan Sophie için bir kutu çıkar. Müze müdürü kendi sırlarını torunu olan kriptoloji ajanı Sophie’ye bırakmıştır. 

Bu kutu ve içindeki kripto yüzünden bir çok ölümcül badireler atlatan Sophie ve Langton en sonunda Kutsal Kase’nin saklanmış olduğunu düşündükleri mezara gelirler. Sir Isaac Newton’a ait bir mezardır burası. Fakat burada ikili bir sürprizle karşılaşırlar. Langton’un da en yakın ve aynı zamanda kutudaki şifreyi çözmelerine de yardımcı olan arkadaşı onları orda beklemektedir. Langton arkadaşının da karanlık tarafa geçtiğini anlar ve onu etkisiz hale getirir. 


Bütün kovalamaca ve şifrelerin çözümünün sonu onları tüm Hristiyan dünyasını ayağa kaldıran bir gerçeğe götürür. Bütün Hristiyanlık yanlış temeller üzerine kurulmuştur ve aslında İsa Peygamberin soyu devam etmektedir. Sophie’de o soyun son temsilcilerindendir. Sophie bu zorlu macerada izini kaybettiği akrabalarını bulmuştur fakat asıl bulunması gereken Kutsal Kase bulunamamıştır. Langton ise bu kasenin Paris Louvre Müzesi’nde olduğunu keşfeder. Ve bunu saklamaya karar verir. Da Vinci Şifresi kitabı En Sürükleyici Kitaplar listesinde yer almaktadır. Ben Dan Brown' un yeni çıkan kitabı olan  ''Başlangıç'' ı okudum ve inanılmaz sürükleyiciydi. 102 bölüm olmasına rağmen gözümü hiç korkutmadı. Bazı kitaplar vardır bitsin diye okursunuz ama Dan Brown' un kitapları bir solukta bitebilecek kitapları vardır. Şiddetle Dan Brown'un kitaplarını okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü size yeni bir ufuk açıyor, olaylara farklı bir şekilde algılayıp yorumluyorsunuz. İyi Okumalar...


13 Ağustos 2018 Pazartesi

Kızım Amy | Mitch Winehouse

Ağustos 13, 2018 2
Hayatını kaybeden soul ve R&B şarkıcısı Amy Winehouse’un babası Mitch Winehouse’un kızının anısına yazdığı “Kızım Amy” adlı kitap Pegasus Yayınları etiketi ile yayımladığı kitaptır. Alkol ve uyuşturucu bağımlısı kızıyla geçirdiği güzel zamanları anlattığı “Kızım Amy” de Mitch Winehouse, kızının ilk kez 10 yaşında girdiği ses yarışmasında aldığı başarıdan, kızının küçük ve retro bir lokanta açma hayaline, Amy’nin 17 yaşında kaydettiği demo albüme ve “Rehab” şarkısında babasından bahsetmesine kadar pek çok ayrıntıyı kaleme aldı. Mitch Winehouse, Amy’nin Yahudiler için bir albüm çıkarmayı planladığını da anlattığı kitabında, kızının eski kocasının Blake Fielder-Civil’in de uyuşturucu bağımlısı olduğunu uzun uzun kaleme aldı. Bir yandan da Civil’e olan kızgınlığını da yazmıştır. 

Mitch Winehouse, 2006’da Amy’nin yapımcı Mark Ronson’la tanışmak için New York’a gittiğini ve yeni bir albüm üzerine çalıştığını anlatıyor kitabında: “Greenwhich yakınlarında Ronson’la buluşan Amy, ‘Biliyorsun ailem beni rehabilitasyona göndermek için çok çabaladı. Onlara bunun olamayacağını söyledim’ diye anlatıyor. Ronson da Amy’nin bu sözlerini duyunca, bu sözlerini şarkıya dökmesini istiyor. Ve o buluşmadan sonra ‘Rehab’ isimli şarkı doğuyor.” Kızının ölümünden sonra bir vakıf kuran ve çocukların rehabilitasyonu için uğraşan baba Winehouse, kitabın vakfa katkı sağlayacağının altını çiziyor.Yani kitaptan gelen bütün kazanç Amy’nin vakfına aktarılacak.” 

Amy Winehouse’un ölüm yıl dönümünde bir başka kitap da Nar Kitap etiketiyle yayımlandı. “Amy Winehouse - Hükmen Mağlup” adlı kitabın yazarı Mick O’shea. Winehouse’un daha önce görülmemiş fotoğraflı biyografisi olan kitap, şarkıcının çocukluğundan ölümüne kadar yaşadıklarını anlatıyor. Beni her zaman biyografi kitapları etkilemiştir ama bu kitap bir başka. İyi Okumalar...


8 Ağustos 2018 Çarşamba

Şimdi Avrupa - Zübüklüğün Sonu Yok | Aziz Nesin

Ağustos 08, 2018 2
Aziz Nesin... Ben de sadece iki kitabı var: Şimdi Avrupa ve Zübüklüğün Sonu Yok. 

Gerçekten hem içerisindeki esprileri hem de üslubu insanı derinden etkiliyor. Bu kitapları bir öğretmenim bana hediye olarak vermişti. O günden bu gününe kadar sıklıkla yeniden okuyorum.

Şimdi Avrupa adlı kitabı çeşitli kitaplarından alınmış hikayelerden oluşuyor. Hikayeleri güzel, 50' li, 60' lı yılların Türkiye'sine dair eleştirel mizah öğeleri içeriyor tıpkı Kemal Sunal filmleri gibi. Ama Aziz Nesin güldürmekten çok düşündürüyor.

Zübüklüğün Sonu Yok Kemal Sunal'ın o muhteşem dersler veren Zübük filmini izlemeyen yoktur. Orada sadece siyasetçi konu alınmış, bu kitapta ise kaçakçı, gazeteci, karaborsacı, arazi manipülatörleri, siyasetçi, yandaş sendikacısı ve paravan şirketlere kadar birçok konudaki aramızda yoğun bir şekilde bulunan zübük çeşitleri karşımıza çıkıyor. 

Hikayelere daldıkça farklı sömürgecilere rastlıyoruz. Bazı kısımlar günümüzde olmasa da birçok konu güncel olarak devam ediyor maalesef. Eğer bu güzel iki kitabı okuduysanız yorumlarınızı aşağıya yazmayı unutmayın. İyi Okumalar...


6 Ağustos 2018 Pazartesi

Felsefenin Kısa Tarihi | Nigel Warburton

Ağustos 06, 2018 7
Sırada eğlenceli bir felsefe kitabı var. Ama sıradan ve sıkıcı bir kitap değil. Aksine çok şaşırtıcı hikayeleriyle bize felsefecilerinin hikayelerini anlatıyor.
Felsefenin Kısa Tarihi, görünüş ve gerçek, benliğin doğası, tanrının varlığı ve hem birey hem de toplumun bir üyesi olarak nasıl yaşamamız gerektiği gibi felsefenin ana temalarına odaklanıyor. 2000 yıllık Batı felsefesini Sokrates' ten hayvan hakları hareketine kadar ana hatlarıyla sunuyor. 

Felsefenin Kısa Tarihi, felsefenin ne olduğunu merak edenler ve filozofların ne düşündüğünü bilmek isteyenler için açıklayıcı bir başlangıç kitabıdır. Aralarında Sokrates, Descartes, Locke, Spinoza, Kant, Nietzsche ve Derrida'nın da bulunduğu 18 çok önemli filozofun hayatının, fikirlerinin ve kuramlarının anlatıldığı bu tarih kitabını okumak için felsefe konusunda uzman olmanıza gerek yok. Bu kitap zaten size temel bilgileri sunmayı vaat ediyor. Üstelik bölüm sonlarında yer alan değerlendirmeler sayesinde, bahsi geçen filozofların düşünce biçimlerini kabul ya da reddedebilir, siz de bir filozof gibi düşünerek kendi felsefenizi şekillendirmeye başlayabilirsiniz. İyi Okumalar... 


3 Ağustos 2018 Cuma

Kişisel Gelişim Kitapları

Ağustos 03, 2018 10
 Kişisel gelişim kitaplarını okumayı seviyorsanız bu kitaplar tam size göre... Siyah Beyaz Yayıncılık ' tan çıkan bu eşsiz kitaplar kişisel gelişim açısından oldukça yararlı. Ben de arada bir sıkıldığımda alıyorum elime okumaya başlıyorum. İçerisinde bulunduğu karikatürler de okumayı zevkli kılıyor. Ben aslında kişisel gelişim kitapları okumayı sevmiyorum ama bu yayıncılıktan çıkan kitaplar tam anlamıyla muhteşem... 

Aralarında en çok sevdiğim kitap ise ''Beden Dili'' oldu. Çünkü hem içerisindeki komik karikatürler hem de anlatış tarzının en çok yakıştığı konuydu. Sıradan gelen el hareketleri veya göz hizalarımız aslında bize çok şey anlatıyor. ''Kendi Gücünüzü Keşfedin'' ve ''Hedeflere Ulaşmanın Yolları'' adlı kitaplar sizi hırslandırarak hedeflerinize daha kolay ulaşmanızı sağlıyor. Benim tavsiyem bu yayıncılığın kitaplarını almaktır. Eğlenceli ve müthiş...

Dediğim gibi kitaplığınıza biraz da kişisel gelişim kitapları girsin diyiyorsanız bu kitaplar tam size göre. İyi Okumalar...


2 Ağustos 2018 Perşembe

Yeni Alan Adımız Sizlerle!

Ağustos 02, 2018 8
 Tekrardan hoş geldiniz sevgili okuyucularım. Gün geçtikçe büyüdüğümüzü, daha fazla kullanıcıya ulaştığımızdan dolayı alan adımızı değiştirme gereksinimi duyduk. Artık yeni alan adımız sizlerle... 

 Biliyorsunuz ki kullanıcılarımızın önerilerini önemsiyoruz. Eğer herhangi bir sorunuz veya önerileriniz varsa bize ulaşabilirsiniz. İyi Okumalar... 

1 Ağustos 2018 Çarşamba

Hayatın Kıyısında | Jennifer Niven

Ağustos 01, 2018 4
Neden nefes alıyoruz? Neden bir ailemiz var? Neden sorunlarla mücadele ediyoruz? Kimin için yaşıyoruz? Neden bu dünyaya A kişisi olarak geldik? Neden yaşamak gibi bir amacımız var? Neden hayatlarımızda cevaplanamaz neden soruları var? Ölümle dans etmeyi seven Theodore Finch ve ölümle sarmalanmak isteyen Ulrtaviolet’in hikâyesiydi. Ablası Eleanor’u kendisinin de bulunduğu bir trafik kazasında kaybeden Violet, son bir yılını azap ve vicdan azabı çekerek geçiriyordu. Violet için nefes almak sanki bir azaptı. Kendisinin bir hayatı yaşamayı hakkı olmadığını kendince kabullenen Violet okulun Çan kulesine çıkarak intihar etmeyi düşünmüştür. Ama yalnız değildir. Çünkü Finch’ de aynı sebepten ötürü Çan kulesinde dikilmektedir. Atlamayı düşünürken ona engel olan şeyler oldu. Mesela hemen yanında okulun popüler ve örnek öğrencisinin de atlayacak olması gibi.


Finch, Violet ’in hayatını kurtarmasının yanı sıra onu kahraman ilan ederek kendi hayatını kurtardığını savundu. Ve böylece Violet’i okuldakilerin ağzına sakız etmedi. Lakin kendi yine ucubeye dönüşmüştü. Kimse Finch’i sevmezdi. Çünkü o sürüde ki aykırı olan insandı. Kafasına estiğini yapar kurallara uymazdı. Rahattı çoğu insana göre ama asıl olan en zordu onun hayatı. Ailesinin darmadağınıklığının yanında ki yaşanmış trajedik olaylar onu bu hale getirmişti. Ve şimdi ruhu ölmüş olan bu çocuk Violet’e âşık olmuştu. Violet'in ilgisini çekebilmek için her yolu deneyen Finch, amacını ortak oldukları proje sayesinde gerçekleştirebilecekti. Proje Indiana’da ki gezilecek ve önemli olan 3 yeri gezip, rapor çıkarmak olacaktı. Violet fazla gönülsüzdü yolun başında çünkü içinden bir ses Finch’in başına bela olacağını biliyordu. Ama zaten Finch belanın ta kendisiydi. Finch haritada yirmiden fazla yer işaretlemişti. Acaba hepsini Violet ile beraber tamamlayabilecek miydi?



Bugün için yaşar yarın için plan yaparız. Ama bir bakmışsınız dünde ölmüşsünüz. Violet kazadan sonra arabaya hiç binmemişti haliyle araba da sürmemişti. Eleanor ile kendisine ait olan online dergilerini kapatmak zorunda kalmıştı çünkü artık yazı yazamıyordu. Ama Finch gerçekten her şeyi değiştirdi ve Violet gerçek benliğini bularak daha da güçlü biri haline geldi. Zaten Hayatın Kıyısında kitabında Finch ve Violet’i tanıyorsunuz. İkisinin o gezilerinde ki anlarına tanıklık ediyorsunuz. Gittikleri her yere kendilerinden bir parça bırakıyorlar. Kendilerine ait olan bir eşya… İleride oraya gelen herhangi biri veya birileri o eşyaları bulup onların orada olduklarını bilsinler diye. Violet için tamamen sıkıcı olan Indiana bir anda eğlence merkezine dönüşmüştü. Eski tiki arkadaşları bırakmış ve depresyondan da kurtulmuştu. Eleanor’un geride bıraktığı boşluğu Finch ile doldurmuştu. Artık her şeyi Finch olmuştu. Ölümle yaşayan bir çocuktan yaşamayı öğrenmişti Violet. Mutluydu ve  huzurluydu. Ailesi her ne kadar Finch ile olan ilişkilerine karşı çıksa da Violet, Finch’den asla vazgeçmemişti. Ama Finch bırakıp gitmişti. Gitmeyi seçmişti. Daha yeni kendisine gelebilen Violet ise bu sefer paramparça olmuştu. Korkular suyun yüzeyinde çıkıyordu ve karakterlerin yanı sıra okuyucuları da boğuyordu.



Ölüm bazıları için kaçınılmaz bazıları için seçimdi. Finch’i anlamayanlar bir seçim olduğuna yorumlayabilirdi. Ama asıl olan kaçınılmadı. Bu Çan kulesinde dikildiği zaman mesajı vermişti. Sadece Violet araya girip bu işi ertelemişti. Yazar büyükbabasını da intihar yüzünden kaybetmişti. İntihar, gerçeklerden kaçanların kaçınılmazıydı. Korkak olanların. Finch fiziksel olarak cesur olabilir ama hayattan korkuyordu. 



Yazar ne olursa olsun korkmayın demek istemiş her satırda. Ölü olan insan bile mutlu ve âşık olabileceğini göstermiş. Her şeye rağmen de tozpembe bir son ile de bitirmemiş. Hayatın Kıyısında, duygularınızın allak bullak olacağı bir kitap... Ve emin olun ergen klişelerinden uzak tamamen gerçeklik payı hesaba katılarak yazılmış bir kitap.  Bu kitabı okuyan varsa yorumlarınızı eksik etmeyin. İyi Okumalar... :)


Mucize | R. J. Palacio

Ağustos 01, 2018 3
Merhaba, adım August. Size nasıl göründüğümü anlatmayacağım. Aklınıza ne geliyorsa muhtemelen ondan daha kötü görünüyorumdur.

Yazar R. J. Palacio'nun çok ses getiren ve birçok ödüle layık görülen Mucize romanı, güzel bir cesaret öyküsünü bizlere aktarıyor. Eser, fiziksel engelli August Pullman'ın engellerine rağmen yılmadan hayata tutunma hikayesini okurlarına sunuyor. Yazar, eserinde fiziksel engelli insanların dışarıdakiler tarafından nasıl önyargıyla bakıldığına ve fiziksel engele rağmen onların bizler gibi ve hatta üstün kalbe sahip olan insanlar olduğuna, özellikle de önyargı yerine nezaketin ne kadar erdemli bir davranış olduğuna değinmiş.


Çevremizde birçok engelli insan var, ve biz onlara sevgiyle yaklaşmak yerine uzaktan itici gözlerle bakmayı seçiyoruz. Peki ya hiç düşündük mü acaba biz onlara nezaketli yaklaşmak yerine önyargıyla baktığımızda ne duygular hissettiklerini, kendilerini dışlanmış olarak gördüklerini? August Pullman da bu fiziksel engelli çocuklardan biri. Yüzü doğuştan beri birçok 'önyargılı' insanın görüp kaçacağı türden; çok nadir görülen bir hastalık sebebiyle dudağı yarık, gözleri olması gerekenden aşağıda yani yanaklarının üzerinde, yumruğu andıran kulakları var ve işitme engelli. Sadece küçük bir çocuk olmasına rağmen insanların acımasızlığına maruz kalmış ve yüzü yüzünden hep kaçılan bir çocuk olmuş. Ama bu durum ailesi için geçerli değil, ablası Via, annesi Isabel, babası Nate ve köpeği Papatya ile oldukça güzel bir hayat sürüyor. Okula gitmek yerine evde annesinden ders alıyor. Ancak 5. sınıfa geçtiğinde ailesi bu durumu devam ettiremeyeceklerini söyleyince August okula başlar. Okul kesinlikle August'un gitmek isteyeceği türden bir yer değildir. Ve August, başta gitmeyi hiç istemez. Ailesinin isteği üzerine okula birkaç ay kala okula, müdürle tanışmaya ve okulu tanımaya giderler. Müdür yani Bay Toto, August'a canayakın davranır. Aynı zamanda Bay Toto August'un okula uyum sağlayabilmesi için okuldan birkaç iyi kalpli öğrenciyi de August'la tanıştırır. Bunlar; Jack Will, Julian ve Charlotte' dur. August, bu iyi kalpli öğrencilerle okulu dolaşmaya çıkarlar. August için her şey iyi gidiyordur. Ta ki Julian August'a "Hey dostum yüzünün olayı ne? Yangında mı kaldın?" diye sorana kadar. Aslında bu August için çok ta sıradışı bir soru değildir, ancak daha şimdiden bir kişi kendine böyle soru sorunca, okuldaki 500 kişinin kötü bakışlarına maruz kalmak istemez ve okuldan eve döndüklerinde August okula gitmek istemediğini ailesine söyler. Ancak uzun düşünmeler ve iknalar sonucu okula başlar. Okulun ilk günü August'a beklediği kadar kötü geçmez. Jack Will ile iyi anlaşırlar. Ancak tabi ki de eleştirilere ve 'önyargılı' insanların kötücül bakışlarına maruz kalmıştır. Ancak August Jack ile çok iyi anlaşır ve diğerlerinin tepkileri onu okuldan uzaklaştırmaz. Ayrıca August Summer adında bir kızla çok iyi anlaşır. Ve Cadılar Bayramı gelip çatar. Cadılar Bayramında August Boba Fett kostümüyle okula geleceğini söyler. Ancak son anda fikir değiştirir ve Çığlık kostümüyle okula gider. Sınıfa girdiğinde Jack'in birkaç çocukla konuştuğunu fark eder. Çocuklar Jack'e neden August'la takıldığını sorduklarında; Jack aslında August'la takılmak istemediğini ancak Bay Toto'nun bunu rica ettiğini, buna mecbur kaldığını söyler. August her şeyi duyar. Ve Jack August'un duyduğunu anlamaz. Çünkü August'un Boba Fett kostümüyle geleceğini düşünüyordur, karşısında duran Çığlık kostümü altındaki kişinin August olduğunun farkında değildir. Bu duydukları üzerine zaten okula gitmek istemeyen August, böylesine yalnız kalmışken hala gitmek isteyecek midir?




Kitap buradan sonra okurlarına bir cesaret öyküsünü, dış görünüşün altında gerçek bir kalp ve başarılı bir insan olabileceğini ve nezaketin önemini aktarmaya çalışıyor. Eğer siz de August ile birlikte bu zorlu maceraya adım atmak istiyorsanız Mucize romanı sizin için güzel seçenekler arasında. Eğer siz de bu kitabı okuduysanız düşüncelerinizi yorumlar kısmına yazmayı unutmayın. İyi Okumalar... 


Tüm telif hakları Konumuz Kitap web sayfasına aittir. İzinsiz hiçbir şey kopyalanamaz, yayınlanamaz. Blogger tarafından desteklenmektedir.